- Merve Karataş
- 6 gün önce
- 2 dakikada okunur
Zihin felsefesinde zihin-madde problemine nötral bir çözüm önerisidir.
Spinoza'da varlığın çift yönlerinin reel bir neden-sonuç etkileşiminde değil bir harmoni içinde olduğu düşüncesi hakimdir. Binaenaleyh bu düşünce Descartesçı kartezyen düalite veya paralelizm gibi görüşlerden ayrılır. Buna ek olarak Etika'daki özgür iradeyi reddediş de nedenselliğin tamamen elimine ediliği epifenomenalizm gibi doktrinlerle çatışır. Bir bakıma double aspect theory, fizikalizmin ve idealizmin harmanlanması sonucu ortaya çıkmış bir nötral monizm gibi düşünülebilir.

Teoriye katkıda bulunan önemli isimlerden Nagel'ın What Is It Like to be a Bat'inde indirgemeci materyalizm tenkit edilirken qualia sorununun salt indirgemecilik ile çözümlenememe olasılığına dikkat çekilir. Başka organizmaların öznel deneyimlerinin bilim ve teknoloji ile reel anlamda çözümlenebilmesi veya deneyimlenebilmesi hayali ütopiktir. Nagel felsefesinde Darwinist prensiplere de eleştiri yöneltildiği görülebilir. Bu eleştiriler yaşamın ve bilincin ortaya çıkış prensiplerinin teleolojik olarak belirlenebiliyor olacağı ihtimalinden beslenir.
Ne var ki, bu karamsar fikirler bilime kut vurma riskini beraberinde getirebilir.
Nedenini açıklamak için bir örnek vereyim:
Orinoco'daki electrophorus electricuslar (okurken Orinoco Flow iyi gider) elektrik şokları yayarak aldıkları geri bildirim ile yer yön bulurlar. Kendi aralarında iletişimi de böyle kurarlar. Bu sistem, ilkesel olarak bir bakıma insanların suni radar sistemlerine benzetilebilir.
Qualia deneyimini taklit etme ereğine hizmet etmese bile hayvanlardaki bu tür yapıları "çözümlemeye çalışmak" önemlidir. Çünkü basit bir radar sistemi gibi görünen bu sistem özünde ciddi soru işaretleri barındırır. En basit sorulardan biri, bu tür balıkların kendi sinyalleri ile başka balıkların sinyallerini nasıl ayırt ettikleridir.
Bu sorunun cevabını bulmak zamanında Afrika'daki elektrikli mormiridler üzerinde çalışan Bell'in aklına gelmiştir. Bu çalışmaları da Eliezer Sternberg, Neurologic: the Brain's Hidden Rationale Behind Our Irrational Behavior'da anlatır.
Elektrik organı olan balıkların beyinlerinden, elektrik organı deşarjları gönderilmeden evvel komut sinyalleri çıkar. Bu sinyaller, elektrik organını uyuşturarak araştırmacılar tarafından rahatlıkla incelenebilmiştir. Bell burada dahice bir düzenek kurmuştur: ilk etapta balığı kendi jeneratörü ile uyarmıştır ve reseptörlerin uyarını saptadığını kaydedebilmiştir.
Saptama, balığın yabancı bir sinyali saptaması gibi değerlendirilebilir. Kıyas için denediği ikinci durumda ise reseptörlerde ilk durumdaki aktivite kaydedilmemiştir. O ikinci durumda, mormirid beyni komut sinyalini gönderdiği gibi jeneratör kullanılmıştır. Yani balığın nöral devresi şaşırmıştır. Burada 4 milisaniyelik bir kritik süreç vardır. 4 milisaniye içinde bu tepkisizliğin gerçekleşmesini sağlayan mekanizma ise sıfırlama mekanizmasıdır. Sıfırlama, ikinci bir sinyalle gerçekleşir. Bu sinyal koroller deşarjdır ve ilk sinyalin negatifidir.
Konu zihin felsefesi olduğundan biyolojiden daha fazla söz etmeyeceğim, lakin varmak istediğim sonuç şudur: bugün bu canlıların böyle mükemmel bir sistemi aynı anda hem komut sinyali, hem de elektriği algılayan sisteme bir kopya sinyal göndererek kurduğunu, bir sinyalin ateşleme emri verirken diğerinin sinyalin balığın kendisine ait olduğunu bildirmeye yaradığını biliyorsak, bu başka canlıların bilinçlerine gereken teorik önemin verilmesi sayesindedir. (argumentum ad consequentiam diyecek birine verecek bir yanıtım ne yazık ki yoktur, bunun pragmatist bir eleştiri olduğu zaten gayet açıktır.)
Double aspect theory'de bir diğer önemli isim David Chalmers'tır ki kendisi felsefi zombi argümanının öncüsüdür. Hem Nagel'ın perspektifi, hem de Chalmers'ın p-zombie argümanı için uzun uzun eleştiri yapmak ve tekerleği yeniden keşfetmek anlamsızdır zira bu eleştiriler Daniel Dennett tarafından halihazırda yapılmıştır.