- Merve Karataş
- 7 May
- 3 dakikada okunur
Beş büyük faktör kuramında 5 temel nitelikten söz edilir:
- Openness (açıklık)
- Conscientiousness (sorumluluk)
- Extroversion (dışadönüklük)
- Agreeableness (uyumluluk)
- Neuroticism (nevrotiklik)

İndikatörün adının çeşitli kaynaklarda "ocean" akronimi ile ifade edilmesinin nedeni özelliklerin baş harflerinin "ocean" sözcüğünü oluşturmasıdır. Karakter oluşumunda genetik de çevre de etkilidir. Önce indikatörde yer alan karakter özelliklerinin tam olarak ne ifade ettiğini kısaca açıklayıp, daha sonra bu özelliklerin belirlenmesinde rol oynayan bir takım kalıtımsal veya edinilmiş belirleyicileri not edeceğim.
*
-Openness özelliği yüksek bireylerin fantezi dünyaları, hayal güçleri gelişmiştir. Bu kişilerin yeniliklere daha açık olmaları, çeşitli alanlara entelektüel merak göstermeleri ve estetik duyarlılık sahibi olmaları yüksek bir olasılıktır.
- Conscientiousness özelliği yüksek bireyler genel olarak daha planlı, daha organize ve çalışkan olan kişilerdir.
- Extraversion özelliği yüksek bireyler insanlarla etkileşmekten zevk alan ve konuşmayı sevenlerden oluşur.
- Agreeableness özelliği yüksek bireyler daha uyumlu, daha uzlaşmacı ve daha kibardır.
- Neuroticism özelliği yüksek bireyler ise öfke, hayal kırıklığı, anksiyete gibi duyguları tecrübe etmeye meyillidir.
*
Tanımı bitirdiğimize göre bu özelliklerle bağlantılı olduğu söylenebilecek olan nörobilimsel bulguların neler olduğuna bakabiliriz.
*
1) Openness:
İnferior parietal lobüldeki konnektivite ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. (kaynak) Aslında bu hiç de şaşırtıcı bir bulgu değildir zira inferior parietal lobül, angular gyrus ve supramarginal gyrus olmak üzere iki gyrustan oluşmaktadır. Özellikle supramarginal gyrusun hem dil, hem empati hem de açık görüşlülük için önem arz ettiği söylenebilir.
Testte openness skoru yüksek çıkan birinin yabancı bir dil öğrenmek istemesi, yurt dışına gitme hayalleri kurması ve politik olarak liberal bir çizgiye meyilli olması şaşırtıcı olmayacak ve söz konusu bölgelerin aktivasyonu ile de tutarlılık gösterecek durumlardır.
*
2) Conscientiousness:
Büyük ölçüde ön insula ve dorsal ön singulat korteksten oluşan (birincil olarak, başka yapılarla da bağlantılı) salience network ve cognitive control network gibi ağların aktivasyonu ile ilişkili olarak belirlenecektir.
Bunu ele alan bir çalışma:
Fmri ve erotik resimler kullanılarak yapılan bu çalışmada kendine hakim olma eyleminin test edilmesinde stimulasyonun görsel bir stimulasyon olduğunu hatırlamak önemlidir.
Buna ek olarak bir beyin regresyon analizinde, conscientiousness niteliğinin bilateral superior parietal lobüldeki gri madde hacmi ile doğru orantılı olduğu ve sağ orta frontal gyrustaki gri madde hacmi ile ters orantılı olduğu gözlemlenmiştir.
Brain structure links trait conscientiousness to academic performance
Superior parietal lobülün 5. Ve 7. Brodmann alanlarını içerdiği düşünülürse de şu çalışmanın, akademik performans bağlamında yukarıdaki bilgilerle tutarlı olabileceği anlaşılabilir:
*
3) Extroversion:
Geçenlerde robert winston'ın bir kitabını okurken, dışa dönüklük ile ilgili ilginç teorilere rastladığımı belirtmeliyim. Kitapta Eysenck'in dışa dönük kişilerin sürekli olarak kortikal uyarılma arayışında olduklarını ileri sürmüş olmasının bahsi geçiyordu.
Buna ek olarak dopaminin etkisi ile ilgili kısa bir bölüm vardı. Winston'ın dopamine dair yapmış olduğu analoji takdire şayandı. Winston'a göre dopamin bir tür ikramiyeye benzetilebilecek olan memnuniyet duygusunu elde etmek amacıyla kumar makinesi gibi düşünülebilecek nükleus accumbense atılan paraydı lakin dışa dönüklerin oynayacak daha az parası vardı, binaenaleyh uyarım seviyeleri de daha düşüktü. Bu vaziyet dışa dönüklerde sürekli olarak uyarılma arayışını doğurmaktaydı.
Cornell üniversitesi'ndeki bulgular Winston'ın kitabında yazanlar ile tutarlıdır.
*
4) Agreeableness:
Mantıken açıklıkta olduğu gibi empati ile ilgili bölgelerle ilişkili olması muhtemeldir. Haliyle şu tür çalışmalara bakmak faydalı olabilir:
Uyumluluk aynı zamanda default mode network aktivitesi ile pozitif korelasyon göstermektedir.
*
5) Neuroticism:
Depresyon gibi durumlarla da ilişkili olduğundan ötürü serotonerjik sistemle ilişkili olarak belirleneceğine şüphe yoktur.
Ayrıca:
Panik, depresyon ve öfke gibi özellikler birbirinden farklı pathwaylere bağımlı olduklarından hepsi için ortak bir neuroticism belirleyicisinden söz etmek hatalı olur. Aslında bu durum diğer 4 özellik için de geçerlidir zira her karakter özelliği kümesi kendisine bağımlı olan bazı alt kümeler yaratacaktır ve bu alt kümelerin mutlaka kesişiyor olmak gibi bir zorunluluğu yoktur.
Bu durum en basit olarak şu örnekle açıklanabilir: bazı bölgelerde gri maddenin azalması depresyon ile ilişkilidir. Davranış kontrolü ile ilgili bölgelerde gerçekleşmesi ise katillerde görülen bir desendir. Ancak gri maddenin yaşla beraber azaldığını ortaya koyan çeşitli araştırmalara da rastlamak mümkündür. Buna mukabil yaş ilerledikçe neuroticismde azalma da görülür. (Age differences in the big five across the life span: evidence from two national samples)
Tüm bu bilgileri bir araya getirirseniz nörobilimde tek bir faktörün mutlak belirleyiciliğinden söz etmenin sağlıklı olmadığını görürsünüz.
*
Hülasa karakter özellikleri pek çok faktörden etkilenen kompleks fenomenlerdir ve kendi içlerinde fasetler barındırırlar. Bu yazı fazlasıyla eksik, yetersiz bir yazıdır ve amaç okuyucuya kişiliğin nörobilimine yönelik temel bir fikir vermektir.