top of page
png.png
  • Yazarın fotoğrafı: Merve Karataş
    Merve Karataş
  • 7 May
  • 2 dakikada okunur

Why Do Intellectuals Oppose Capitalism, isminden de anlaşılabileceği üzere Nozick'in entelektüellerdeki kapitalizm karşıtlığını ele aldığı makalesidir. Saptırılmaya oldukça açıktır. Başlarken, bir detayı netleştirmemiz icap eder: Nozick "entelektüel" diyerek kimleri kastetmektedir?



Her diplomalıyı, her kültürlüyü veya her zeki insanı kastetmediği açık ve nettir. Nozick entelektüel derken görsel veya matematiksel işlerle uğraşanlardan söz etmemektedir. Yani ressamlar, heykeltraşlar, mühendisler, istatistikçiler konunun dışındadır. Nozick'in entelektüelden kastettiği word-smithlerdir. Kimdir bu word-smithler? Edebî eleştiri yapanlardır, şairlerdir, batı akademilerindeki profesörlerdir. Bu kesimlere genel olarak "nitelikli sözelciler" desek, pek yanlış olmaz. (Nozick'in iyi anlaşılması açısından bunları belirtiyorum, yoksa kendim de bara gitmektense bilgisayar oynayan, asosyal, fen liseli stereotipik bir sayısalcıyım. Burada sayısalcıları aşağılamak gibi bir niyetim yoktur.)


Nozick'in iddiaları şunlardır:


1) Kapitalizme karşı negatif aksülameller daha çok sol kesimlerden gelse de sağda da kapitalizm karşıtlığı görülmektedir. Nozick buna örnek olarak Eliot ve Pound'ı verir.

2) Kişi ne kadar müreffeh ve entelektüel olursa, kapitalist sisteme karşı çıkma olasılığı da paradoksal şekilde artmaktadır.


Nozick, yorumunda konuya dair iki farklı açıklama getirmektedir. Birincisi sadece anti-kapitalist entelektüellerde kendisini gösteren faktörlerdir, ikincisi ise tüm entelektüeller için geçerli olduğunu iddia ettiği sonu anti-kapitalizme giden bir itici güçtür.

Nozick makalesinde, "Aydınlar toplumda en değerli insanlar olmak isterler. Bunu hak ettiklerini düşünürler. Kapitalist bir toplum ise entelektüelleri bu şekilde onurlandırmaz." anafikrinde bir görüş beyan eder.


Öncelikle, mevcut sistemin entelektüel yetkinlikten ziyade ticari yetkinliği ödüllendirdiği doğrudur. Bu noktada kalkıp Elizabeth Holmes veya Bill Gates örneklerini verirsek hem Nozick'in entelektüel tanımının dışına çıkmış oluruz, hem de survivorship bias yanılgısına düşeriz. (Tekrar belirteyim: burada elbette Holmes ve Gates entelektüel değildir gibi saçma bir iddia ortaya atmıyorum, yalnızca konuyu değerlendirirken Nozick'in ele aldığı çerçevede yorumlamaya çalışıyorum)


Özgür bir kapitalist toplumda miraslar gibi havadan gelen kazançların yanı sıra piyasa, başkalarının arzlarını karşılayabilenlerin lehine işlemektedir. Kazanç da talebin ve alternatif kaynakların büyüklüğüne bağlıdır.


Bu noktadan sonra Nozick'in sorduğu temel sorular aşağıdaki sorulardır:


1) Neden word-smithler en üstün değer sahiplerinin kendileri olduklarını düşünüyorlar?

2) Neden maddi dağılımın üstün değere göre yapılması gerektiğine inanıyorlar?


Nozick eğitim sistemine yönelik tespitlerini bu sorulardan sonra ortaya koymaktadır. Okullar entelektüel yetkinliğin ödüllendirildiği yerler iken gerçek dünya bu ödül sistemi ile uyuşmamaktadır. Bu hoş bir açıklamadır ancak eksiklikleri vardır.


Müreffeh olma düzeyi ve anti-kapitalizme karşı gelişen etik aksülamelleri Bertolt Brecht'in kurduğu ekmek ve ahlak ilişkisine benzetmek mümkündür. Lakin analitik yaklaşımı açıklamak güçtür, eğer word-smithlerin motivatörleri ödül ise; vahşi kapitalist sistemlerden uzaklaşmış, sendika sistemlerinin düzgün işlediği refah kapitalizmleri de entelektüeli ortalama bir insana kıyasla hatırı sayılır bir düzeyde ödüllendirmemektedir. Objektif bakarsanız vahşi kapitalizmden uzaklaşan ülkelerin de pek meritokratik oldukları iddia edilemez.


Bittabi, meritokrasi arayışındaki entelektüellerin ihtiyacı olan modifiye edilmiş bir kapitalizm veya sosyalizmden ziyade yepyeni bir alternatif sistem olmaktadır ki bu alternatif sistemin henüz tanımlanmayıp yalnızca anti-kapitalizm olarak kalmış olması gariptir.

Eliot ve Pound gibi örneklerin var olması ise pek şaşırtıcı değildir, siyasi spektrum doğrusal düşünülmemelidir.

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page